İyi Bir Bakıma Rahatsızlık Vericidir: Fargo

Franz Kafka, Aforizmalar’da şöyle der; İyi, bir bakıma rahatsızlık vericidir. 1996 yılında yapılmış filmine tam olarak bağlı kalmasa da göndermelerde bulunan ve gerçek bir hikayeyi konu edindiğini vurgulayan çarpıcı biri dizi Fargo. Dizide olup biteni(2. sezonu yakında) iki grup arasına almak istesek bu gruplar İyiler ve Kötüler olurdu mutlaka. Ama bunlar bildiğimiz ya da genel kabul görmüş özellikleri barındıran insanlar değil.

1987 yılında Minnesota eyaletinde yaşanmış bu hikayenin ana karakterlerinden Lester Nygaard bir yandan küçüklüğünden beri itilip kakılan, korkak ve beceriksiz bir sigorta şirketi çalışanını diğer yandan sessiz ve içten öldüren, masum olmayan bir adam. Bu iki karanlık karakteri büyük bir başarıyla canlandırmış Martin Freeman. Öyle ki bir diyalogla, bir hareketle hatta sessiz kalışıyla gerçek bir psikopat havası yaşatıyor her bölümde.

 

tumblr_n5y71rX62D1tpq0i0o1_500

Diğer karakterimiz, Lester’ın hastanede tesadüfen karşılaştığı ve sıradanlığı fersahlarca aşmış olan bir seri katil, buz gibi; Lorne Malvo. Malvo aynı zamanda Nygaard’ın yukarıda bahsettiğimiz ikincil karakterinin de ortaya çıkmasını sağlayan, danışıklı dövüşün ta kendisi. Bir de zincirleme cinayetlerin hikayesinde olay örgüsünü çözmek için büyük mücadele veren polis şefi Molly Solverson’ın hırsı ve acemi tavırları çok iyi oynanmış.

Dizide ara ara gerçek ve kurgu hikayelere yer veriliyor. Bunlardan biri de Solverson ile birlikte çalışan polis G. Grimly ile komşusunun arasındaki muhabbette geçiyor. İnsanı neye uğradığına şaşırtan cinsten.

s

The Man Gave Who Everything

Zengin bir adam bir gün gazeteyi açmış. Dünyanın sefaletle dolu olduğunu görmüş. Demiş ki, “Param var. Yardımda bulunabilirim.” Böylelikle tüm parasını bağışlamış. Ama yeterli olmamış. İnsanlar hâlâ acı çekiyormuş. Bir gün başka bir yazı daha görmüş. Onlarca kişi her gün organ yetersizliğinden ölüyor. Para bağışlamanın yeterli olacağını sandığı için aptal görmüş kendini. Doktora gitmiş ve demiş ki, “Doktor, bir böbreğimi bağışlamak istiyorum.” Doktorlar ameliyatı yapmış. Çok başarılı geçmiş. Sonrasında iyi hissetmesi gerektiğini biliyormuş ama hissetmiyormuş çünkü insanlar hâlâ acı çekiyormuş. Yine doktora gitmiş. Demiş ki, “Doktor, bu sefer hepsini vermek istiyorum.” Doktor demiş ki, “O ne demek? Hepsini vermek? O da demiş ki, “Bu sefer karaciğerimi bağışlayacağım. Ama sadece karaciğerimi değil. Kalbimi bağışlamak istiyorum ama sadece kalbimi değil. Kornealarımı vermek istiyorum ama sadece kornealarımı değil. Hepsini vermek istiyorum. Beni ben yapan her şeyi. Tüm sahip olduklarımı.” Doktor da demiş ki, “Böbrek tamam da tüm vücudunu parça parça bağışlayamazsın. İntihar olur bu.” Ve adamı evine yollamış. Ama, yardım edebileceği hâlde insanların hâlâ acı çektiğini bilerek yaşayamamış adam. Ve kalan tek şeyini vermiş. Hayatını…

Evet iyi bir bakıma rahatsızlık vericidir..

Yorum bırakın